teoman ve
şebnem ferah'ın en güzel düeti. muazzam.
teoman; konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor... bomboş konuşuyor.
ağlıyorum diyor. sonra diyor ki:
"
bazen bir vücudu sarıyorum
banıp parmağımı tadına bakıp
gözümü sevmeye karartıp
yapamıyorum"
sevemiyor yani aslında. deneyemiyor da. ama kendi
ıssız adamlığını kabullenemediği için ısrarla "
bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen" demeye devam ediyor. aslında hiçbir şey yapmadığı halde.
tabii, kendini haklı çıkarması da gerek ya. kadının vicdanına oynuyor sonra. "
yazılmış çöpe atılmış intihar mektupları" diyerek.
ve söz kadına geçiyor. konuşma fırsatı verilmemiş. az vakti var ya da öyle istiyor, daha önce çok konuşmuş çok anlatmış çok ağlamış; belli ki hiçbir boka da yaramamış.
"
bitti, zor oldu ama bitti" diye giriyor. sesi yorgun ama çok güçlü. teoman'ın umursamazlığına tokat gibi yapıştırıyor:
"yapamadım benim, başka bir kalbi
bedenim zayıftı kalbim güçlüydü belki
haritası ama çok silikti
sert bir şeydi iliklerimde aşk
dayandım ittim sığmadı kanırmadı girmedi
ama sıktım pis kanı
akıttım yaramdan
iyileştirmeye yaladım geçmişti sanki
soktum neşteri göğsüme
inanmaya halim kalmadı diye
bitti, zor oldu ama bitti"
şu sözlerin ağırlığı altında ezilen teoman ısrarla "bazen ne yaparsan yap olmuyor" demeye devam ediyor, saçmalıyor. söyleyecek bir şeyi yok çünkü. şebo devam ediyor:
"
ben kesilene kadar yüzdüm
ama görünmeyince karan
bıraktım kendimi, attım bir taş gibi"
yine boş konuşmaları ile kandıracağını sanan teoman şoka giriyor. o da anlıyor
bittiğini. üste çıkacak ya
benim de zaten hiç gücüm yok yüzüm yok hiç umudum yok diye devam ediyor. noldu be teoman? ağlıyordun intihar ediyordun az önce, diyesi geliyor dinleyenin.
sonunda pes ediyor o da. gerçi hiç savaşmadı, hiç uğraşmadı. kaçmayı huy edinmiş. sanki o hiçbir şey yapamadığı için değil de, kadın pes ettiği için bitirmiş gibi...
"
ama anlıyorum sesinden kurtulmuşsun sen
nokta konmuş bitmiş en güzel hikayem"